GDO Derken, Suni Et Fabrikaları Geliyor.

Topraksız tarım dünyada yıllar önce keşfedildi. 1800 lü yıllarda anladılar olayı.

Toprak sadece bir tutunma aracı idi. bir de besinlere tampon görevi görüp bitkinin sağlıklı büyümesini ani değişimlerden korunmasını sağlıyordu.

Bu durumda bitkinin istekleri suni olarak karşılandığı takdirde büyümesine devam edecekti. Haliyle bir ihtiyacı insan karşılıyorsa en mükemmel şekilde karşılayacağından bitki de ödül olarak bütün performansını ortaya çıkarıyor ve daha çok ürün veriyordu. 1 kilo yerine bazen 10 kilo gibi.

Doğal değil. Ama düzgün yapıldığında mükemmele yakın.

Dünya biliyor. Artık biz de biliyoruz. Ülkemizde bir sürü topraksız tarım işletmesi mevcut. Tonlarca yaş sebze bu yolla üretilip pazara sürülüyor. mahalle arsındaki marketlere kadar girdi bu ürünler.

Pazar halkı hiç bir şeyden habersiz hormonlu mu hormonsuz mu tartışmasını yaparken henüz hiç tanışmadığı topraksız tarım ürünlerini yemekteydi zaten. Sebzelerin şekli iyice düzgünleşince hormon tartışmaları bitti kısmen. Halka yeni bir korku lazım.

Topraksız Tarım

Topraksız tarım başlığı ya. Bu yüzden burada klasik şekilde toprak içinde sadece su ile sulayarak besinlerin topraktan emildiği sistemin haricindeki sistemleri yazıyor ve uyguluyoruz.

Bitki kökleriyle besinleri emer. Bunu toprak içinde de başka bir şeyin içinde de yapabilir. 2 şey gerekli köke, biri besinler, ikincisi su. Toprakğın buradaki rolü bitkiyi ayakta tutmak besinlere ve suya yataklık etmektir.

Bu durumda bitkiyi ayakta tutacak başka bir şeyi de toprak yerine kullanabiliriz.

Bitki ille de yatay bir toprak yüzeyinde dik durmak zorunda değildir. Köklerin aşağı, yaprak ve dallarında yerçekimini kontrol ederek yukarıya gitme eğlimi vardır. Yan dursalarda yollarını bulurlar. Tepetaklak koyup gereksiz bir yorgunluğa sebep olmadığınız sürece sorun yok. Borudan yan da çıkabilirler. Mümkünse dike yakın bir pozisyon daha uygundur.

Köklerin sadece suda olduğu sistemlerde de bitkiyi kök boğazından veya gövdenin en altından yumuşak bir şeyle tutturmak da olabilir. Örneğin süngerle sarmalamak gibi.



Get Your Web Presence on the Right Track. .Com's for just $7.99!

GDO Derken, Suni Et Fabrikaları Geliyor

Harflerden bahsediliyor kelimelerden veya cümlelerden değil. Harfin tek başına bir anlamı yoktur. kelime olduğunda bir anlam kazanır. Cümle oluştuğunda kişiliği vardır bir şey ifade ediyordur. Bu cümleyi bize söyleyene göre değeri artar veya azalabilir.

Diyelim ki mahallenin delisi "suyu ırmaktan içtiniz" dedi. Umursamayız. o cümle boşlukta bir seda bile olmaz. Basit bir kaç hava titreşimi olarak sarfedilir ve hiç bir etki yaratmaz dünyada. Fakat bu ırmaklı cümle Kuran içinde geçince herşey değişir. Aynı harflere öyle bir ciddiyet gelir ki yüzyıllarca herkes ezberler söyler anlamaya çalışır. Cümledeki bu "ırmak" bolluğa, berekete, doğan çocuklara varan anlamlar içermeye kafamızda yer etmeye başlar.

Değer verdiğimiz şey anlamlar bütünlüğüdür. Kitabın ruhudur. Yaratıcıdır. Harfler değil.

Arapca diline ait bir harf kutsal değildir. Bir harfe bile put muamelesi yapan Allahın kuluna bunu en azından bir kez anlatmam gerekir. Bu dünyadaki varlığımın bir anlamı olması için. Anlamaz genellikle, O' na değer vermeye devam eder ama uzaklaşırım mecburen.

Yazdıklarım açıkca bunu diyor. Başka hiç bir şey demiyor.

Suni et.                                                             tamnland.net

İtici haliyle. Et zaten bolca var neden yapıyoruz bunu.

Bilmiyorum. Anlatamam.

Tek bildiğim insanlara araştırma , merak etme, yapmaya çalışma içgüdüsü verilmiş olduğu.

Bu iç güdüye neden karşı çıkmamız gerektiğini bilmiyorum. Beynim bu duruma bir anlam yükleyemiyor.

Örneğin, insanlara şarap içip kafayı bulunca mutlu olma, herşeyi boş verme, anı yaşayıp gerisini umursamama, elindekini paylaşmama, hatta başkasının elindekini de alma içgüdüleri de verilmiş.

Bakın beynim bunları neden yapmamamız gerektiği konusuna hızlıca bir anlam yükleyebiliyor. Bunları yaparsan yücelemezsin yücelmek iyidir. Büyümek , zor olanı başarmak, çevrendekileri


Bu İş Tutarmı ? Atlarınızı Su Kullanmadan Yıkıyoruz.

Asla yıkatmazdım diyeceğim bir şey değil. Her şey yolunda ise yıkatırdım.

Yolunda olmayan şeyler ;

Çamurlu bir arabayı susuz yıkadıklarında boyaya bir zarar gelir endişesi duyardım. Eğer hiç bir sorun olmadığını gördüysem yıkatırdım.

15 lira vermek. Çok para değil. Kolayca ulaşabildiğim daha ucuz ve daha kolay bir yol yoksa yıkatırdım.

Bir hafta sonu etkinliğinden mahrum kalmak. Bu işi yapmayı seven çok insan var. Arabalarıyla hiç ilgilenme gereği kalmadan yıkatılabilmesi herkes için cazip bir şey değil.

Başka yolunda olmayan bir şey yok.

İlk yıkamada eli acemi bir eleman ve pekte iyi temizlenmeyen bir araba bu işi baştan öldürürdü benim gözümde. Bir daha asla bulaşmazdım.

Araba temizliği benim için zevk olmanın son günlerini yaşıyor ama arkadan oğlan büyüyor, şimdi onun için başlayacak. Evin 100 metre yakınında büyük ve temiz bir petrol var ve 1 liraya 5 dakika çalışan çok kullanışlı bir süpürgesi var. Gene 1 lira karşılığında çalışan sulu otomatik yıkaması var. Bu işleri yaparken sohbet çay iyi gidiyor. Bu bir zevk. Bu zevkten 15 lira verip mahrum olunacak ve temizlik anı görülmediğinden emin olunamayacak.

Bu imkana yakın olan hiç kimse müşteri portföyünde değil.

Otomobil, "at avrat silah" ın at kısmıdır.

Herkes bu güç göstergesi ile bizzat ilgilenmek ister. Kimse atının yularını başkasına vermek istemez. En azından