90 Saniyede Kendini Sevdir !


Ben bu başlıktaki yazıyı üniversitenin ilk yıllarında adını hatırlamadığım bir dergide bulup kesip defterimin arasına koymuşum aradan geçen yıllarda unutup gitmişim.

Geçen sene bu yazıyı bulup tekrar okuyunca ilk işim buraya yazmak olmuştu.

Gençlikte mantık ön planda idi. Konuşkandım ama kolay diyaloğa giremezdim. Diyaloğlar kendiliğinden gelişmezse diyaloğu
kendi başıma ortaya çıkaramazdım. Büyüdükce diyaloğların bazı ortamlarda sadece benden çıkamaya başladığını farkettim. Bu ilk tespitimdi diyaloğlar konusunda.

Sonra bir gün, hiç konuşmadığım halde bazı ortamlarda otomatikman sevilen bir insan olabildiğimi farkettim. Nedendir acaba diye düşündüm. Bunun doğallıktan ortaya çıktığını anladım. Bir ortamda gereksiz yere konuşmayınca da insanların sizin hakkınızda bir fikirleri olabiliyor. Yani samimiyet ifade ediyorsunuz. Sizi ortamdaki diğer insanlarla veya kafalarının içinde bildikleri diğer insanlarla mukayese ediyorlar. Sadece sessiz kalıp gereksiz bir konuşmayı gerçekleştirmeyerek insanların hakkınızda bir fikir edinmelerini sağlamış oluyorsunuz. Bu samimiyet ifade etme konusu da diyaloğlarda ikinci tespitim oldu.

Ben doğal olmayı severim. Üzgünken üzgün , sevinçli iken sevinçli davranmak. Sıkıntı çekiyorsam rol yapmayıp sıkıntımı paylaşmak.

Ancak içinizde bir yaşama sevinci hep bulunmalı. İnsanın sıkıntısı sevincinden çoktur. Rol yapmama adına hayatı sıkıntı içinde geçirmek sıkıntınızı katlamaktan başka bir işe yaramaz. Sıkıntılarınızı bir süre sonra atlatacağınızı bilmenin sevincini yaşamak daha akıllıca olur.

Bu unuttuğum yazı defterimin arasında dururken ben bu konuda bir takım aşamalar geçirmişim farkında olmadan.

Bence bu tip şeyleri uygulamaya koyun. Hayatın özü iletişimdir zira . . .

Bir çok şeyi yoluna koyar.

23/08/2009 :  16:17:15 de yazıldı.  Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder