Bilinmeyen her şeyden kork anlamaya da çalışma.


Öncelikle GDO nun ne demek olduğunun bir açıklanması lazım. Çünkü her türlü zirai üretime GDO demek mümkün hale geldi son tartışmalarla.

GDO terimini ilk kim üretti tam bir sonuca ulaşamadım. Fakat kim bu ismi bulmuş olursa olsun kesinlikle yapılan işi tam ifade eden isim bu değil. Karışıklığın başlıca nedeni de bu bence.

GDO ; genetiği değiştirilmiş organizma demek. Yediğimiz bütün ürünlerin genetiği değiştrilmiş durumdadır. Gen bilimi bu işle uğraşır ve bitkiler doğal yollarla birbiriyle döllenerek yeni çeşitler meydana getirilir. Amaç en yüksek verimli ve en dayanıklı bitkiye ulaşmaktır. Tıpkı uzun boylu insanların evlenmesini teşvik edip uzun boylu bir nesil ortaya çıkarmak gibi. Bu doğal yollarla yapıldığı için sağlıksız olma ihtimali yoktur. Üstelik gereklidir. Aksi takdirde 7 milyar insana yetecek bitkisel üretim yapılamaz.

Fakat gelişen teknoloji, genlerin bitkiden bitkiye doğal yollarla aktarılmasını beklemeden direk labaratuar koşullarında yeni ve doğal olmayan bir gen elde edilip bir bitki genine yapıştırılmasını mümkün kılmıştır.

İşte işin özü burada. Genetiği değiştirlmiş ürün değilde yapısında suni gen bulunan ürün demeliyiz.

Suni genli ürünler tehlikelimidir bunu tartışmalıyız.

Suni genli ürünlerin üretimi çok sıkı denetlenirse insanlığa faydası büyük. Zaten önlenmesi de mümkün olmayan bir çalışma. Fakat ortada bir denetim ve önceden belirlenmiş bir standart olmaz ise büyük felaketleri de yavaş yavaş ortaya çıkarabilecek çalışma. Ortada direk bir zarar söz konusu değilse de uzun yıllarda ortaya çıkma ihtimali olabilecek henüz aklımıza gelmeyen enteresan genler kendiliğinden oluşabilir. Ticari bir suni gen yapıştırılacaksa teknik kurallar konmalı. Bu yapılmaz ise kimin nasıl bir suni geni nereye yapıştıracağı ve bu suni genin doğal yayılma sürecinde uzun yıllarda nasıl bir değişime uğrayacağı meçhul.

Fakat hali hazırda kısırlık, kanser, zehirlenme gibi adı konmuş direk bir zararın GDO denen suni gen çalışmalı bir üründen oluşabilmesi mümkün değil.

Suni genin piyasalara girmesinin ve halk elinde tüketime sunulmasının başlangıcı bitkiye doğal döllenmelerle kazandırılamayan bazı hastalıklara dayanıklılık geninin kazandırılması içindir. Yani doğal yollarla ıslah edilen bitki en mükemmel halinde iken bile doğadaki bazı hastalıklara , zararlılara hala az dirençli halde kalmış ve bu eksiğide suni bir genin eklenmesi ile giderilmiştir. Bu suni genin sağlığa bir zararı söz konusu değildir ama bir genin suni yolla değiştirilebilmesi kötü amaçlı da kullanılabilir. Doğa insana ihanet etmezse de insan insana ihanet edebilir. Çok iyi niyetli olan bu çalışma çok sıkı denetlenerek piyasaya çıkarılmalıdır.

Konunun çok fazla teknik detayı var. Çok özet haliyle veya konuyla en ilgisiz kişinin bile anlayacağı haliyle durum budur.

Televizyonda konuşmaya çok meraklı insanımız var. Konu ve gerçekliği hiç önemli değil. Konuşanların arasında genetikci veya ziraatçiye hiç rastlamadım.

Ama çok populer bir konu. Şimdi telefonu açıp kanalın birine bir iddiada bulunsam yarın televizyondayım anlaşılan. Sonra uydur gitsin nasılsa kimse anlamıyor. Kimsenin senin üzerine konuşma şansı yok.

Bilim sabit bir şeydir. Suni olarak genle oynamanın 10 ayrı yorumu olamaz. Oluyorsa, tartışılan şey tartışılması hedeflenen şey değildir !


29/10/2009 : 03:55 de yazıldı. Bu yazının ilk yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder