Birilerinin sizi sevip sevmemesi an meselesi. İnsanlar arası iletişim
uzmanı Nicholas Boothman'ın "90 Saniyeden Kısa Zamanda Kendinizi
Sevdirmenin Yolları" adlı kitabı iş, aşk ve arkadaşlık ilişkilerinde
etkileyici bir başlangıç yapmanın püf noktalarını anlatıyor.
Düz renk bir duvara kesintisiz olarak ne kadar bakabilirsiniz? Cevap: Sadece 90 saniye.
İnsanın bir şeye tüm dikkatini vererek bakabilme süresi bu kadar kısa.
Bir
iş görüşmesine gittiğinizde, hoşlandığınız birisiyle ilk buluşmanızda
yada bir arkadaş ortamına ilk kez girdiğinizde olumlu bir etki yaratmak
ve insanların sizden hoşlanmasını sağlamak da bu 1.5 dakikaya bağlı.
California
üniversitesi'nde insanlar arası iletişim konusunda doktora yapmış olan
iletişim uzmanı Nicholas
Boothman, biriyle tanıştığınızda en önemli anın
karşınızdaki kişinin tüm dikkatini size yoğunlaştırdığı ilk 90 saniye
olduğunu söylüyor.
İki hafta önce ABD'de piyasaya çıkan kitabı
''90 Saniyeden Kısa Zamanda Kendinizi Sevdirmenin Yolları / How To Make
People Like You In 90 Seconds or Less''e göre, bu kadar kısa bir sürede
her çeşit insanın gönlünü fethetmek mümkün, yeter ki oyunu kurallarına
göre oynayın. Doğru tavrı takınmaktan karşınızdaki kişilerle senkronize
bir vücut dili tutturmaya, konuşmaya doğru kelimelerle başlamaktan göz
teması kurmaya ve nasıl karakter tahlili yapılacağına kadar her konuda
ipuçları sunan kitap son derece iddialı.
''Her yerde, her zaman,
herkesle hızlı, samimi ve anlamlı bir ilişki kurabilirsiniz, üstelik
bunu sadece 1.5' dakikada yapabilirsinİz'' diyen kitap Amazon.com'un
''en çok satanlar'' listesinde üçüncü sıraya yerleşti bile.
Herşey ilk izlenimde gizli
Nicholas
Boothman asllnda AT&T ve Revlon gibi ünlü markalarla çalışmış,
uluslararası üne sahip eski bir moda ve reklam fotoğrafçısı.
İlk
izlenimin ne kadar önemli olduğunu, tek bir görüntünün insanları nasıl
etkileyebileceğini fotoğraf çekerken öğrenmiş. Ünlü bir fotoğrafçı
olarak tanınmasına bakılırsa çektiği fotoğraflarda yarattığı imajlarla
insanlarla ilişki kurmayı da başarmış.
''Fotoğrafçılık kısa zamanda olumlu bir ilişki kurma konusunda yeteneklerimi geliştirmemde büyük rol oynadı'' diyor Boothman.
Bu
konudaki yeteneği sonunda ağır basınca fotoğraf makinesini bir kenara
bırakıp, kendini tamamen iletişim üzerinde uzmanlaşmaya vermiş.
California üniversitesi'nde insanlar arası iletişim ve nörolinguistik
konularında master yapan Boothman bu konuda yeni fikirler geliştirmeyi
de ihmal etmemiş. Ve ilk tanışma anındaki iletişimin bir insanı sevip
sevmemeye karar vermekte en önemli rolü oynadığı tezinden yola çıkarak,
çalışmalarını bu konuda yoğunlaştırmış.
Bir süredir ABD'nin her
yerinde ''pozitif iletişim'' konulu konferanslar ve seminerler veren
Boothman'ın tüm fİkirlerini basit birer ''insanların gönlünü çalma
yöntemi''ne dönüştürdüğü ilk kitabı da oldukça iddialı.
"İnsanlar sizi sevip sevmeyeceklerine, siz daha ağzınızı açıp bir söz söylemeden karar verirler'' diyor Boothman.
Bu
tezinin altında güvenilir bir kaynak var. Harvard Üniversitesi'nde
yakın zamanda yapılan bir araştırma bütün bir görüşmeyi en çok etkileyen
anın, ilk iki saniye olduğunu gösteriyor. İyi bir ilk izlenim yaratmak
bu yüzden son derece önemli.
Konuşma aşamasına bile geçmeden etkili bir giriş yapmak için Boothman'ın önerdiği ilk taktikse doğru tavır takınmak.
"Daha
ilk karşılaşmada bir tavrınız olmalı" diyor, ''çünkü tavır sizin nasıl
biri olduğunuzun yansımasıdır" Ama bu tavrın olumlu olması gerekir.
"Sıcakkanlı, samimi, yardımsever, güvenli ya da ilgili" bir tavır
takınmak en işe yarayanlar arasında elbette.
Sabırsız, öfkeli,
agresif, güvensiz görünmekten ise mutlaka kaçınmak gerekiyor. Çünkü,
takındığınız tavır hareketlerinizden konuşmanıza ve ses tonunuza kadar
herşeye yansıyor.
Boothman'ın önerdiği ikinci ilginç taktik ise...
Boothman'ın önerdiği ikinci ilginç taktik ise karşınızdaki kişiyle senkronize hareket etmek.
"Herkes kendine benzeyeni sever" diyor Boothman.
"Karşınızdaki
kişinin davranışlarını, hareketlerini, vücut dilini, ses tonunu, hatta
nefes alışını benimser, onun gibi davranırsanız o kişi kendini güvende
hissedecektir. El kol hareketleri yapıyorsa siz de yapın, mimiklerini
taklit edin, öne doğru eğilerek konuşuyorsa siz de öyle konuşun. Tıpkı
aynı sandalda kürek çeken iki insanın uyumu gibi bir uyum yakalamanız an
meselesi."
Elbette davranışların yanında doğru konuşmak da son
derece önemli. Bunun için Boothman'ın önerdiği en önemli nokta açılış
cümlesinde karşınızdaki kişiyle ortak bir noktanız varsa ona dair bir
şey söylemek.
"Örneğin bir partide biriyle tanıştığınızda şöyle
bir cümleyle konuşmaya başlayabilirsiniz: 'Ne kadar güzel bir parti.'
Hemen ardından soracağınız 'Ev sahibini nereden tanıyorsunuz' gibi bir
soru da konuşmanın devam etmesini sağlayacaktır."
Sorudan sonra
yapılması gereken vücut hareketlerini de yabana atmamak gerekiyor.
Karşınızdaki kişinin yanıtını dinlerken başınızla onu onaylamanız,
ilgiyle dinlemeniz ve sık sık göz temasında bulunmanız da çok önemli.
19/07/2008 : 04:53:16 da yazıldı. Bu yazının yazıldığı orjinal sitedeki başlığın tamamını görüntülemek için tıklayın.